NASIL GİDİLİR?
Yola İstanbul'dan özel araçla çıkanlar otoyolu tercih ederlerse Adapazarı Akyazı sapağına kadar rahat gelebilirler. Akyazı Kuzuluk yolu güzel başlıyor geniş ve yeni dökülmüş asfalt yol ile devam ederken bitiminde dönemeçli rampa da zemin üstü çukurlara rastlanıyor. Profesyonel haritalarda manzaralı yol anlamına gelen yeşil hatla belirtilen bu farklı bir güzergah, Bolu Dağı rampasından uzaklaşmak isteyenler için bir alternatif olurken trafik yükünün neredeyse hiç olmaması gündüz yalnızlığı yaşamak isteyenler için keyifli olabiliyor. Özellikle sonbaharın sararttığı yapraklarla renk cümbüşü görülen yolun Dokurcun Yaylası geçişinde Taşkesti mevkiindeki göl ve Aynalıkaya geçidi ilginç kaya yapısıyla dikkat çekiyor. Yolun düzelen kısmı sonrasında Nallıhan, devamında "Erozyon Bölgesi" kat kat renkli kayaları, baraj gölü ve çevresinde ki su kuşları hayranlık hisleri ile geçilirken Çayırhan sonrasında Beypazarı'na yaklaşık 4 saatte ulaşılıyor. ilçe girişi bakımlı, düzgün parke taş döşeli yolları ile Eski Beypazarı evlerine uyum sağlıyor.Yola Ankara dan çıkanlar için bir saatlik mesafede bulunan Beypazarı-Ankara arası 98 km lik yol günübirlik geziler için olanak sağlıyor. Beypazarı'ndan İstanbul a dönecekler kış mevsiminde erken kararan akşam saatlerini göz önüne alarak daha işlek olan Mudurnu-Bolu üzerinden Kaynaşlı gişelere gelip buradan ücretli otoyolu kullanarak İstanbul'a daha kolay dönebilirler. Bolu Dağı geçişi son düzenlemelerle korkulu rüya olmaktan çıkmış gibi görünüyor. Yolun karşı şeridinden gelen araçların uzun farları sürücünün gözünü almaması için yolu ayıran bölümlerine panjurlar var. Siste sarı lambalar yanıp sönü yor. Yine de yorgun sürücülerin kullanımındaki ağır tonajlı yüklü kamyonlar, uzun taşıtlarla birlikte geçilen dağ yolu sis, buzlanma, kar gibi değişen hava koşulları göz önüne alınarak dikkatli, temkinli, diğer taşıtları kontrollü bir seyir gerektiriyor. Dağ yolu yerine Bolu Dağı geçişini 2007 yılında çift yönlü hizmete giren tünel sayesinde zahmetsiz geçiş imkanı da bulunuyor.
Bir başka seçenek olan Bolu, Gölcük Kıbrıscık güzergahını kullananları biraz uzun olmasına karşın tam anlamıyla seyirlik bir yol bekliyor. Bu hat üzerinde geçilen yayla evleri, kanyon ve vadiler, ağaçları, kaya yapısıyla şaşırtıcı şekilde devam ederken Beypazarı yaklaşımında İnözü kanyonu ile hayranlık uyandırıp şok ediyor! Bir zamanlar mesken olarak kullanılan ve turizmde gelecek vaat eden kayalıklar, geceleri aydınlatılmalı, turistik tesisler yapılmalı ve bu kayalıklar sinsilisi mutlaka görülmeli.
Erol Üçer Beypazarı'nda ücretsiz rehberlik hizmeti veriyor. Tel No: 0(312) 762 40 36.

MEŞHUR BEYPAZARI KURUSU

MADENSUYU GÜMÜŞ İŞÇİLİĞİ

NE YENİR?
Beypazarılılar "Havuç Lokumu" ile ilgi çekerken, yöreye has bir tür galeta benzeri yiyecek olan ve lezzeti ile olduğu kadar tok tutup dayanıklı bir besin türü "Kuru" da sevilen yiyecekler arasında. Beypazarı müze yolu üzerinde tarihi dokusu içinde açık ve kapalı bölümleri ile Beypazarı Belediyesi tarafından hizmet veren
"Taş Mektep Beypazarı Sofrası"
(içkisiz) yöresel tatların buluşma noktası olarak rağbet görüyor.
Kalaycılar sokak müze yolu üzerinde "Beypazarı Sofrası" olarak tanınan bir başka mekanda yörenin hafif acı biberli tarhana çorbası tadıyla iştah açarken, yine yöreye özgü bir başka yemek etli yaprak sarma eski zaman usulü kapaklı kalaylı bakır kap içinde masanıza geliyor. Dolmaların tadı kadar zahmetli hazırlanışı, beğeni topluyor. Yöresel yemeklerin belli ki en iddialı çeşitlerinden biri olan güveç'in ayrı çeşitleri bulunuyor. Dana ve kuzu kuşbaşı et ile beraber pilavlı, tavuklu pilavlı, sebzeli etli, güveçler odun fırınında toprak güveç kabında pişirilip yaprak sarma ile mönüde yerini alıyor. Sofranıza Beypazarı havucundan yapılma rende havuç salatası, Beypazarı kıvırcık marul salatası, küçük acı biber turşusu, salatalık turşusu, ince kesilmiş turp salatası, odun ekmeği iştah kabartmaya yetiyor. Beypazarı'nın beğenilen 40 katlı cevizli baklavası tadı ve hafifliği ile yemeğinizi tamamlıyor. İnce belli bardaklar ile servis edilen demli çay sonrası istenen hesap pusulası Beypazarı ev maketi içinde konuklara sunulurken, yörenin anısına bir de ucunda Beypazarı'nın biblo evi sallanan anahtarlığı anı olarak sunuluyor.
Tel no: 0(312) 763 15 18
Beypazarı Müzesi yolunda yemek yenecek bir başka seçenek ise Mevalar'ın Konağı. Sabah Kahvaltısı, yöreye has Yarımca, Gözleme çeşitleri, Höşmerim tatlısı, Yayık ayranı mönüde yer alanlar arasında.
Tel no: 0.(312) 762 36 98
Hıdırlık Tepesi:
İlçeye hakim 400 metre yükseklikten panoramik bakış açısına sahip ilginç bir tepe, turistler için hem seyir terası hem de dinlenme yeriolarak hizmet veriyor. Beypazarı gezinize başlamadan önce yeni ve eskiBeypazarı'nı bir bakışta görebileceğiz Hıdırlık Tepesinden tarihi camileri, gezi yollarını restore edilerek yenilenmiş tertemiz boyalı evlere,konaklara hangi sokaklarla ulaşabileceğiniz acık biçimde görebiliyorsunuz. Tepede bulunan ve Beypazarı yangın gözetleme kulesi olarak ofiste görev yapan belediye görevlisi ilçe hakkında detaylı dokümanlar ile arzu eden ziyaretçileri bilgilendiriyor. Gözü rahatsız eden tek şey bazı evlerin standart dışı çatı kaplamaları oluyor. 80 milyon yıl önce iç göl olan Beypazarı içinde 15 km boyunca uzanan Dinozor sırtı benzeri tepeler suların çekilmesi ile ortaya çıkmış!
Tarihi Camiler:
İlçede ki tarihi camiler arasında Selçuklu dönemine ait 1124 tarihli Paşa Cami, Beypazarı'nın 750- 800 seneye yakın Türk kültürü izleri olduğunu kanıtlarken önünde bulunan ulu çınar ağacı gövde içinin boşalmasına rağmen 800 yılı aşkın yaşı ile yaşamına devam ediyor. Sultan Alaeddin Keykubat Camii, aynı zamanda Cumalık camisi olarak ta tanınıyor. Eski dönemlerde cuma günleri tüm sakinleri bir araya toplamak için diğer camilerin kapatılıp sadece cuma namazının bu camide kılınmasını sağlamak geleneğinde insanları birleştirme amacı güdüldüğü belirtiliyor. Bu amaç doğrultusunda cami çıkışında ise yöre halkı evinde, tarlasında günlük hayat akışı içinde başından geçenleri, karşılaştığı problemleri etrafına anlatarak veya sorarak bir çeşit fikir alış verişinde bulunup bir ölçüde tecrübe sahibi kişilerin deneyimlerinden yararlanması sağlanmış. Taş Mektebin yanında bulunan 1635 tarihli Osmanlı dönemi Kurşunlu Cami kurşunlarının Kurtuluş Savaşı sırasında cephane yapımı için kullanıldığı anlatılıyor. Tahta minareli İncirli Cami, Osmanlı döneminin bir başka camisi olarak ziyaret ediliyor. Beypazarı'nda yenilemesi devam eden 4 adet kut be vse Nasuh Paşanın inşa ettirmiş olduğu ve günümüzde Japonlarla ilçe belediyesinin ortaklaşa çalışmaları ile turizme kazandırılmaya çalışılan 1613 tarihli Sulu han Kervansarayı gibi eserler bulunuyor. Beypazarı'nda Tabakhane Cami (çinkolu cami) Osmanlı mimarisi tarzında, Edirne de bulunan Selimiye cami örnek alınarak yapılmış. İki müezzinin aynı anda merdiven farkıyla birbirlerini görmeden minareye çıkabilme özelliği kazandırılmış.
Beypazarı Müzesi:
Eski kentin merkezi durumundaki ve bugün Beypazarı Müzesi olarak işlev görüp tipik Beypazarı Evi özelliklerini taşıyan bina 9 odası ile bahçesinde sergilenen eserler görülebiliyor. 1996 yılında "Tarih ve Kültür evi olarak açılan müzenin bahçesinde Roma dönemi sütun ayakları, mermer sütunlar, mezar kapakları, Bizans kilise kalıntıları, Selçuklu koç heykeli, Osmanlı dönemi Sıkma Taşı, Dilek Kuyusu yer alıyor. Ziyaretçiler ayaklarına galoş takarak müzenin eski kilimlerle kaplı odalarını gezmeye başladıkları zaman girişte çeşitli tarım araçları, üst katlarda eski dönemlerde kullanılan etnoğrafik eşyalar ile döşenmiş müze evin bölümlerini, el işi perdelerle süslü pencerelerden, balkondan eski Beypazarı'nı daha yakın ve yüksekten seyredebiliyorlar.
Beypazarı Evleri:
1800'lü yıllardan günümüze ulaşan mimari yapılar bugüne dek 7 kez büyük yangın geçirmiş. Yaklaşık 200 yıllık olan bugünkü evlerin büyük bölümü aslına uygun olarak yeniden yapılmış. Bu yapım aşamalarında Safranbolu dan getirilen ustaların çalışması sonucunda Beypazarı evlerinde Safranbolu evlerine benzerlikler oluşmuş. Sarp araziye kurulan evler için tarım arazisinin işgal edilmemesi göz önüne alınmış. Beypazarı'nda 400 adet restore edilerek yaşama kazandırılmış eski ev bulunurken toplam proje için 3500 adet ev seçilmiş. Cumbalı veya guşganalı (tavan arasındaki bölümünün çatıdan yükselerek çıkması) olarak anılan evlerin içinde oturanlardan maddi çıkar alınmazken, kendilerinden sadece oluk suları ve çatı onarımları yapmaları istenmiş. Tüm finans için sivil toplum örgütlerinden kaynak sağlanmaya çalışılmış. Taban ve zemin katları taştan inşa edilen Beypazarı evleri 3 katlı olup 2 ve 3 cü katları ağaçlı "zeme" olarak yapılmış. Birbirinin güneş görmesini ve görüş açısını kapamasına dikkat edilerek inşa edilen evlerin bir başka özelliği de sert zemine oturtulan evlerin tabanlarına arazi içine oyularak yapılmış 2X3 ve 3X3 ebatlarındaki mahzenler kazılmış olması. Bu mahzenler soğuk hava deposu ve yangında kıymetli eşyaların korunması amacıyla kullanılmış. Beypazarı'nın en büyük konağı olan Çayıroğulu'na ait 40 odalı 4 katlı konak 1969 da ilkokul yapılmak üzere yıkılmış, bir başka tarihi ev olan Limoncuoğlu Konağının yenilemesini ise Ankara Gazi Üniversitesi üstlenmiş.
Havuç Deposu:
Zengin yeraltı suları ile beslenen humuslu ve verimli topraklara sahip Beypazarı Türkiye'nin Havuç deposu olarak tanınıyor. Yurt çapında üretilen havucun yüzde 60 ını karşılayan Beypazarı aynı zamanda Ankara'nın tükettiği 580 bin ton sebzenin 400 bin tonu nu karşılayan ilçe olarak kendinden söz ettiriyor. Narenciye hariç her türlü sebze ve meyveleri ile ünlü Beypazarı'nda Çarşamba günleri Pazar kurulurken eski yerleşim müze evi yolunda cumartesi pazar günleri de kurulan pazarda köy ürünleri tarhana, yaprak, erişte bahçe mahsulleri el işi çalışmalar tezgahlanıyor. Beypazarı'nda öne çıkan el sanatlarının başında "telkari" denilen gümüş işi takılar gelirken bir çok kuyumcu dükkanında yöresel özellik taşıyan ve büyük kentlere oranla çok ekonomik fiyatlarla sunulan takılar, hanımların büyük ilgisini çekiyor. Müze yolu üzerinde bulunan "Elif Gümüş" de bileği sarıp parmaklar arasından geçirilerek kullanılan gümüş takılar, kolyeler, küpeler gümüşün tüm zarifliğini ortaya koyuyor. Tel no: 0 312) 763 15 36
Beypazarı'nda çarşı içinde otantik eşyalar, demirciler, kalaycı, saraç gibi nostaljik dükkanlar görebilir, fotoğraf çekebilir, resim yapabilirsiniz. Bir kaç ev değil, neredeyse bir kentin tamamının restore edildiği düşünüldüğünde Beypazarı'nın kısa zamanda kat ettiği yol övgüye layık bulunuyor.
Design by bozo 2007
|